Çevremizdeki renkli dünyayı bir
düşünelim. Giysilerimizin renkleri, çiçeklerin renkleri, trafik ışıkları,
meyveler, oyuncaklar ve daha sayamadığımız bir sürü pek çok renkli cisimle
karşılaşıyoruz. Renkleri algılayabilmemiz sayesinde yaşamımız güzelleşir ve
zenginleşir.
Çevremizdeki her şeyi siyah, beyaz ve gri
tonlarında gördüğümüzü hayal edersek renklerin yaşamımızdaki yerini daha iyi
anlarız. Günlük yaşamda beyaz
ışığın renklerine ayrıldığını gözlemleyenleriniz olmuştur. Aşağıdaki
görsellerle bu duruma bazı örnekler verilmiştir. Prizma şeklinde
kesilmiş camlardan oluşan avizelerde bu cam parçalarından yansıyan ışınlar,
duvarda çeşitli renkler oluşturur.

Yağmur yağdıktan sonra bulutların arasından güneş ışınlarının yağmur damlalarında kırılması ve yansıması renklere ayrılarak gökkuşağını oluşturur.
Yağmur yağdıktan sonra bulutların arasından güneş ışınlarının yağmur damlalarında kırılması ve yansıması renklere ayrılarak gökkuşağını oluşturur.
Sabun köpüğü de ışığın yansıma ve kırılması ile çeşitli renklerde görülür. Benzer şekilde akaryakıt dökülen yollarda çeşitli renklerin oluştuğu görülebilir. Yağmurlu havalardan sonra oluşan gökkuşağında altı renk dışında birçok ara tonda renkler mevcuttur.
Ana renklerin kırmızı, mavi ve yeşil olduğunu biliyorsunuz. Bu üç ana renk birleştiği zaman beyaz renk oluşur. İki ana rengin birleşmesi durumunda ise ikincil (ara) renkler ortaya çıkar. Üç ana renk ışığı beyaz bir ekrana birbirini kesecek şekilde gönderirseniz yandaki görüntü ortaya çıkar. İki ana rengin oluşturduğu ikincil renk, ışık ile diğer ana renk ışık kesişecek olursa beyaz ışık ortaya çıkar. Bu şekilde beyaz ışığı oluşturan renkler birbirinin tamamlayıcısı olarak adlandırılır.
Cisimleri görebilmeniz için cisimlerden çıkan ya da yansıyan ışınların gözümüze ulaşabilmesi gerektiğini biliyorsunuz. Cisimlerin renkli görünmeleri de aynı şekilde gerçekleşmektedir. Cisimler, bazı renkteki ışınları soğururken bazılarını yansıtır. Cisimlerden yansıyan ışınlar gözümüze ulaşır. O hâlde, her cisim yansıttığı ışığın renginde görülür. Yaptığınız etkinlikte beyaz kâğıt üzerine düşürdüğünüz ışınları kendi renginde görmüş olmanız bu yüzdendir. Aşağıda verilen cisimlerin renkli görünmeleri ile ilgili örnekleri inceleyiniz.
tüm renkleri soğurur ve hiçbirini
yansıtmaz. Bu nedenle
cisim siyah
olarak algılanır.
Siyah zemin
Mavi renkli
cisimler üzerine düşen beyaz ışıktaki mavi rengi yansıtırken diğer renkleri
soğurur ve mavi görünür.
Mavi zemin
Doğadaki Renkler
Benzer nedenlerle
askerî birliklerde karlı havalarda beyaz giysileri, ormanlık bölgelerde ise
yeşilli, siyahlı, alacalı renkleri tercih ederler. Bukalemunların kamuflaj
yeteneği ise çok daha gelişmiştir. Onlar, renklerini bulundukları zeminin
rengine göre değiştirebildiklerinden düşmanlarından mükemmel şekilde korunurlar.
Denizin ve gökyüzünün mavi görünmesinin sebebi aynıdır. Fakat sanıldığı gibi deniz gökyüzünün rengini yansıttığı için mavi görülmez. Deniz suyunun rengi su moleküllerinin ışığı soğurma ve yansıtma özelliklerine bağlıdır. Deniz suyu molekülleri, aynı atmosferde olduğu gibi kırmızı ve kırmızıya yakın tonları soğururken maviye yakın tonları yansıtır. Bu nedenle deniz mavi renkte görünür.
İnsan gözü mor ve kırmızı ışıklar arasında bulunan ışınları algılayabilir. Ancak doğada bizim göremediğimi fakat faydalandığımız ışık türleri de vardır. Görünebilen ve görünemeyen ışıklar bir araya gelerek ışık tayfını oluşturur. Işık tayfı içinde görebildiğimiz ışıklardan oluşan bölgeye görünür bölge denir.
Gama ışınları: Oldukça tehlikeli ve yıkıcı ışınlardır. Saydam olmayan maddelerden bile geçebilirler.
Gama ışınları besinlerdeki bakterileri öldürmede ve hasta ne malzemelerini mikroplardan arındırmada kullanılır. Ayrıca gama ışınlarının yıkıcı etkisinden kanser hücrelerini yok etmekte de faydalanılır. Bu tedavi
yöntemine radyoterapi denir.
X-ışınları: Gama ışınlarına çok benzer. Bu ışıkların derinden geçebilmesine rağmen kemiklerden geçememesi tıpta röntgen ve diğer görüntüleme sistemlerinde kullanılmalarına olanak sağlar. Vücudumuzdan geçirilerek bir film üzerine gönderilen X-ışınları iç yapımızın fotoğrafının elde edilmesini sağlar. Bu ışınların fazla miktarda alınması insanın vücudu için zararlıdır. Bu nedenle röntgen laboratuvarlarında dikkatli olunması ve koruyucu önlemler alınması gerekir.
Kızıl ötesi ışınlar: Sıcak cisimlerden yayılır. Böylece sıcak cisimlerin karanlıkta fark edilebilmesini sağlar. Yılan, baykuş gibi bazı hayvanlar bu ışınları görebildiklerinden gece avlarını fark edip yakalayabilir. Bu ışınlara duyarlı dürbünler ve kameralar geliştirilmiştir. Böylece gece görüntü elde edilebilmektedir. Televizyon gibi aygıtların uzaktan kumandaları kızıl ötesi ışınlarla çalışır. Kızıl ötesi ışınlara duyarlı aygıtlar depremlerden sonra enkaz altında kalan kişilerin bulunmasında da kullanılır.
Mikro dalgalar: Radar ve mikro dalga fırınlarda kullanılır. Mikro dalga fırınlarda bu ışınlar yiyeceklerin ısıtılması veya pişirilmesinde kullanılır.
Radyo dalgaları: Haberleşme ve bilgilendirmede önemli bir yer tutar. Radyo istasyonlarının gönderdiği bu ışınlar, alıcı aygıtlar tarafından sese çevrilir.
Renk uyumu iyi banner güzel şekilde tasarlanmıştır ve banner da slogan vardır.Konu güzel bir şekilde anlatılmıştır.
YanıtlaSilsüperrr
YanıtlaSil